بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَيْهِ قَالُواْ يَٰٓأَيُّهَا ٱلْعَزِيزُ مَسَّنَا وَأَهْلَنَا ٱلضُّرُّ وَجِئْنَا بِبِضَٰعَةٍ مُّزْجَىٰةٍ فَأَوْفِ لَنَا ٱلْكَيْلَ وَتَصَدَّقْ عَلَيْنَآۖ إِنَّ ٱللَّهَ يَجْزِى ٱلْمُتَصَدِّقِينَ ٨٨

Bunun üzerine vataki huzuruna girdiler, ey şanlı Azîz, dediler : bize ve iyalimize zaruret messeti, pek ehemmiyetsiz bir sermaye ile de geldik, yine bizi tam ölçü ver ve bize tesadduk buyur, çünkü Allah, tasadduk edenlere mükâfatını verir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ هَلْ عَلِمْتُم مَّا فَعَلْتُم بِيُوسُفَ وَأَخِيهِ إِذْ أَنتُمْ جَٰهِلُونَ ٨٩

Siz, dedi, biliyor musunuz ? Cahilliğiniz de Yusuf’a ve kardeşine ne yaptınız?

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُوٓاْ أَءِنَّكَ لَأَنتَ يُوسُفُۖ قَالَ أَنَاْ يُوسُفُ وَهَٰذَآ أَخِىۖ قَدْ مَنَّ ٱللَّهُ عَلَيْنَآۖ إِنَّهُۥ مَن يَتَّقِ وَيَصْبِرْ فَإِنَّ ٱللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجْرَ ٱلْمُحْسِنِينَ ٩٠

A a, sen, sen Yusuf musun ? dediler, ben, dedi : Yusuf’um, bu da kardeşim, Allah bize lutf ile inam buyurdu : hakikat bu: her kim Allah’dan korkar ve sabr ederse her halde Allah, muhsinlerin ecrini zayi etmez.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُواْ تَٱللَّهِ لَقَدْ ءَاثَرَكَ ٱللَّهُ عَلَيْنَا وَإِن كُنَّا لَخَٰطِـِٔينَ ٩١

Dediler : tâllahi seni Allah, bize üstün kıldı, biz doğrusu büyük suç işlemiştik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ لَا تَثْرِيبَ عَلَيْكُمُ ٱلْيَوْمَۖ يَغْفِرُ ٱللَّهُ لَكُمْۖ وَهُوَ أَرْحَمُ ٱلرَّٰحِمِينَ ٩٢

Dedi : size karşı tekdir yok bu gün, Allah sizi mağrifeti ile bağışlar ve O "erhamürrahimîn" dir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ٱذْهَبُواْ بِقَمِيصِى هَٰذَا فَأَلْقُوهُ عَلَىٰ وَجْهِ أَبِى يَأْتِ بَصِيرًا وَأْتُونِى بِأَهْلِكُمْ أَجْمَعِينَ ٩٣

Şimdi siz, benim şu gömleğimi götürün de babamın yüzüne bırakın gözü açılır ve bütün taallükatımızla toplanıp bana gelin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَمَّا فَصَلَتِ ٱلْعِيرُ قَالَ أَبُوهُمْ إِنِّى لَأَجِدُ رِيحَ يُوسُفَۖ لَوْلَآ أَن تُفَنِّدُونِ ٩٤

Vaktâ ki beriden kârban ayrıldı, öteden babaları doğrusu, dedi: ben cidden Yusuf’un kokusunu duyuyorum, bana bunaklık isnadına kalkışmasanız.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُواْ تَٱللَّهِ إِنَّكَ لَفِى ضَلَٰلِكَ ٱلْقَدِيمِ ٩٥

Dediler: tAllahi sen cidden eski şaşkınlığından berdevamsın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَلَمَّآ أَن جَآءَ ٱلْبَشِيرُ أَلْقَىٰهُ عَلَىٰ وَجْهِهِۦ فَٱرْتَدَّ بَصِيرًاۖ قَالَ أَلَمْ أَقُل لَّكُمْ إِنِّىٓ أَعْلَمُ مِنَ ٱللَّهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ ٩٦

Fakat vaktâ ki hakikaten müjdeci geldi gömleği yüzüne bıraktı gözü açılıverdi, ben size, dedi: Allah’dan sizin bilemeyeceklerinizi bilirim demedim mi ?

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالُواْ يَٰٓأَبَانَا ٱسْتَغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَآ إِنَّا كُنَّا خَٰطِـِٔينَ ٩٧

Dediler, ey bizim şefakatli pederimiz, bizim için günahlarımızı istiğfar ediver, bizler hakikaten büyük günah işlemiştik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ سَوْفَ أَسْتَغْفِرُ لَكُمْ رَبِّىٓۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلْغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ ٩٨

Sizin için, dedi: Rabbim’e sonra istiğfar edeceğim hakikat bu: Gafur O, Rahim O.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu